Yeterince yemezsem ve en az 3-4 litre su içmezsem sütüm olmaz/artmaz:
Yeni doğum yapmış bir annenin yanında kalan birileri varsa hoşafların şerbetlerin biri gider biri gelir. Günde 5,6,7 öğün yemekler tatlılar… Aman yavrum yemezsen sütün olmaz bebek doymaz iyi beslen söylemleri… Hiç yabancı gelmiyor değil mi? Anne yer içer yatar emzirir ve süt bollaşır, hemen bu durum yediklerine içtiklerine bağlanır.
Yanında kimse olmayan anne için de durum tam tersi. Sürekli emmek isteyen, annesinden ayrılmayan bir bebek ve yemek yapamayan, basit şeylerle günü geçiren, tuvalete bile gitmeye vakit bulamayan bir anne. Hangisinin sütü daha çok olur?
Araştırmalar gösteriyor ki yediğiniz içtiğiniz sizin sağlığınız ve depolarınız için önemli. Beslenmeniz süt miktarında veya içeriğinde belirgin bir değişime yol açmıyor. Yani kıtlıkla mücadele eden bir ülkedeki zayıf beslenme düzeni olan anne de, refah düzeyi yüksek daha iyi bir beslenme düzeni olan anne de bebeğini besleyecek nitelikte süt üretebilir.
Süt oluşumunu daha önce konuşmuştuk. Sütün inmesini sağlayan oksitosin hormonunun mutlu olduğumuzda harekete geçtiğini biliyoruz. Bu durumda sütünüzü arttıracağına inandığınız bir şeyi veya sevdiğiniz şeyleri yerken içerken de, sütünüzün iniş ivmesinde bir artış görmeniz muhtemeldir. Ayrıca geçici olarak süt üretimini arttırdığı gözlenen bazı yiyecekler de mevcut ancak bunlar kalıcı çözümler değillerdir ve bünyeden bünyeye etkisi farklılaşabilir. Bu yüzden odaklanmanız gereken şey ‘ne yesem de sütüm artsa’ değil, bebeğinizi her talebinde, sık sık emzirmek olmalı.
Su meselesine gelirsek, fazla suyun vücudun elektroliz dengesini bozduğu ve vücuda ihtiyaçtan fazla alınan suyun idrar yoluyla atıldığı bir gerçek. Yani 1 litre fazla su içmeniz 1 litre fazla süt üretmenizi sağlamıyor. Süt miktarınız sadece bebeğinizin emmesiyle doğru orantılı. Bu yüzden piyasada süt arttırıcı olarak satılan ürünlerin tuzağına da düşmeyin. En güzel süt arttırıcı zaten sizin kollarınızda. Alın memeye evire çevire emzirin.
Emzirmek için memelerimin dolmasını beklemem lazım:
Bu fikir ilk olarak kimden çıkmıştır merak ediyorum. Herhalde süt üretim mekanizması hakkında hiç fikri olmayan biri olmalı. Arz talep usulü çalışan bir mekanizma varken, sütü memede bekletmek ancak sütün azalmasına sebep olabilir.
Evet memelerde bir miktar süt depolanıyor ama depodaki süt boşalmaya başladığı an yeni üretim de tetiklenir. Bebeğiniz ne kadar sık emerse memeler o kadar sık boşalacak ve o kadar sık süt üretilecek demek bu. Ancak bebeği uzun süre emzirmediğinizde yani “memeleri dolsun diye beklettiğinizde” süte ihtiyaç olmadığını düşünen beyniniz süt üretimini durduracaktır.
Burada kritik nokta şu, ilk 40 günü aştıysanız, bebeğinizin gelişimi ve çişli bezleri normalse, uzamış sarılığı da yoksa artık bebeğinizi kendi talep ettikçe emzirmelisiniz. Bu durumda bebek uzun süre uyuyabilir ve emmeyebilir. Ancak artık sütünüz azalmaz. Bebek sütü ihtiyacı oranında arttırmak istediğinde daha sık emer ve anne bebeğinin taleplerini göz ardı etmezse sütü zaten azalmaz.
Strese girersem, üzülürsem sütüm azalır/kesilir:
Acaba hangi emziren anne hiç strese girmeden üzülmeden tamamlıyordur emzirme sürecini? Kimsenin hayatı dört dörtlük değildir herhalde. Üstelik kimi için kırılan bir bardak hayatının en büyük üzüntüsüyken, kimi başını sokacak evi yokken bile onun kadar üzülmeyebilir.
Çok kişisel bir konu bu ve bir şeylerin bizi ne kadar etkileyeceği de yine tamamen bize bağlı. Aslında işin sırrı o ruh halinden ne kadar hızlı çıkabildiğimizle alakalı. Biliyoruz ki stres hormonu oksitosini baskılar ve süt salınımı yavaşlar, ne zaman ki rahatlarız o zaman eski haline geri döner. Teoride bu böyle, peki pratikte? Öyle kolaylıkla stresli bir durumun içinden geçip gitmek, kolayca aşmak mümkün olmayabilir.
Bu aşamada kendinizi rahatlatacak bir yönteminiz olmalı. Başınıza ne gelirse gelsin gidebileceğiniz sakin bir köşe… Bu annenizin kolları da olabilir, sevdiğiniz bir şarkı da, camı açıp içinize çektiğiniz bir nefes de… Neyse önce onu bulmak ve her daim o köşeye gidip rahatlayabilmek önemli. Sadece emziren anne için değil, herkes için.
Merhaba ?
Çok faydalı güzel bir yazı olmuş tam şu an tekrar öğrenmeye ihtiyacım olan bilgiler çok teşekkür ederim kaleminize sağlık ?
teşekkür ederim 🙂