Gelişim dediğimizde aklınıza ne geliyor? Boy, kilo, motor beceriler? Aslında bir bebeğin veya çocuğun sağlıklı gelişmeye devam ettiğini gösteren birçok ölçüt var. Ama nedense bir kısmı çok fazla dikkate alınmıyor veya diğerlerinden daha önemsiz gibi düşünülüyor. Örneğin bir bebeğin kilosu alt sınırda ise hemen gelişiminin yetersiz olduğu düşünülüyor. O bebeğin diğer birçok bebeğe göre çok daha erken emeklemeye ve tutunup kalkmaya başladığını kimse önemsemiyor. Hareketlendiği için kilo alımının azalabileceğine ve bunun normal olduğuna kimi zaman doktorlar dahi anneleri ikna edemiyor. Toplumumuzdaki bu kilo takıntısını, daha doğrusu tombul bebek takıntısını anlamak mümkün değil. Şuan tüm dünyada çocuklarda obezite oranları artarken, Türkiye’de de durum hiç iç açıcı değil maalesef. (2008 Yılı Türkiye’de cinsiyet bazında 8-12 yaş arası yüksek kilolu ve obez çocuk oranları: Kız çocukların %12.2’si fazla kilolu , %4.2’si obez, Erkek çocukların %11.5’i fazla kilolu, %4.5’i obez)

Durum böyleyken, gelişim göstergesi olarak biraz arka planda kalmış diğer faktörler neler onlara bakmak istedim bu yazımda.

Bir çocuğun hayatında ilk beş yılı beyninin en hızlı geliştiği dönemdir. Bu yaşlarda edindiği tüm tecrübeler, gördüğü, duyduğu, dokunduğu, kokladığı her şey beyninde yeni bağlantılar oluşmasını sağlar. Çocuğun dünyaya bakışını belirleyen ve çevresi hakkında birçok şeyi öğrenmesine yardımcı olan en önemli tecrübeler, kurduğu ilişkilerdir. Bunlar gelişiminin temelini oluşturur. Bağlanma teorisinden de bildiğimiz gibi çocuk ilk ve en önemli ilişkisini birincil bakım veren kişi (genellikle annesi) ile yaşar. Annesinin onun ihtiyaçlarını karşılama konusundaki istikrarlı ve devamlılık arz eden yaklaşımı, çocuğun dünyayı güvenli ve korunaklı bir yer olarak görmesini sağlar. Kendini güvende hisseden çocuk daha güçlü ilişkiler kurar ve özgürce dünyayı keşfe çıkar.

Çocuğun gelişiminde rol oynayan diğer bir önemli faktör de oyundur. Bu konuyu daha sonra detaylı şekilde yazacağım ama özellikle hayatının ilk yıllarında çocuk her şeyi oyunla öğrenir. Oyun oynarken araştırır, keşfeder, problem çözer, gözlem yapar. Bunlar hayatı boyunca ihtiyaç duyacağı çok önemli becerilerdir.

Gelişimi etkileyen diğer faktörler: Sağlıklı bir yeme alışkanlığı, fiziksel aktiviteler, sağlık sorunları (kronik ve uzun süreli devam eden sorunlar) ve çevredir. (1)

Her çocuk biricik ve farklıdır. Dolayısıyla gelişimleri de farklı ilerler. Aşağıda inceleyeceğimiz beceriler ve evreler çocuktan çocuğa farklılık gösterebilir, asıl önemli olan özellikle ilk iki yılda bebeği düzenli takip eden uzman doktorun gözlemleridir. Bunlar genele bakılarak oluşturulan ve fikir vermesi amacı ile paylaşılan bilgilerdir.

Motor Beceriler (2)

1 Yaşına Kadar

Kaba Motor:

  • Desteksiz oturabilir
  • Emekler
  • Tutunup kalkabilir ve yardımsız dikilebilir
  • Destekle yürüyebilir
  • Bir yetişkini taklit ederek topu yuvarlayabilir

İnce Motor:

  • Uzanır, tutar, nesneleri ağzına sokar
  • Baş ve işaret parmakları ile nesneleri tutabilir
  • Bir elinden diğerine nesneleri geçirebilir
  • Oyuncakları düşürüp geri alabilir

 

1-2 Yaş Aralığı

Kaba Motor:

  • Tek başına yürüyebilir
  • Geri geri yürüyebilir
  • Düşmeden yerden oyuncaklarını eğilip alabilir
  • Oyuncakları itip çekebilir
  • Çocuk sandalyesine kendisi oturabilir
  • Birinin elinden tutarak merdiven inip çıkabilir
  • Müzikle hareket edebilir

İnce Motor:

  • 3 tane blok kullanarak kule yapabilir
  • Çubuğa 4 tane halkayı geçirebilir
  • İki üç sayfa birden çevirebilir
  • Karalama yapabilir
  • Düğmeleri açabilir
  • Küçük bir topu atabilir
  • Bütün kolunu hareket ettirerek resim yapabilir, el değiştirebilir, fırça darbeleri yapabilir

 

2-3 Yaş Aralığı

Kaba Motor:

  • İleri doğru koşabilir
  • İki ayağı ile olduğu yerde zıplayabilir
  • Destekle tek ayak üstünde durabilir
  • Parmak ucunda yürüyebilir
  • Topa ileri doğru ayağıyla vurabilir

İnce Motor:

  • Dört tane büyük boncuğu ipe dizebilir
  • Sayfaları tek tek çevirebilir
  • Makasla kesebilir
  • Pastel/mum boyayı avucu ve parmakları ile tutabilir (yumruğu ile değil)
  • Aktivitelerde bir elini ağırlıklı olarak kullanır
  • Yuvarlak, yatay, dikey çizimleri taklit eder
  • Bileğini kullanarak boyama yapabilir; noktalar, çizgiler, daireler…
  • Kili/toprağı yuvarlar, ezer, sıkıştırır ve çeker

 

3-4 Yaş Aralığı

Kaba Motor:

  • Engellerin etrafından dolanabilir
  • Düz bir çizgide yürüyebilir
  • 5-10 saniye kadar tek ayak üstünde dengede durabilir
  • Tek ayak üstünde zıplayabilir
  • Direksiyonlu oyuncakları iter, çeker, yönlendirir
  • Üç tekerlekli bisiklet sürebilir
  • 10-15 cm yukarı zıplayıp iki ayağı üzerine inebilir
  • Başının üzerinden top atabilir
  • Zıplayan bir topu yakalayabilir

İnce Motor:

  • 9 küçük blok kullanarak kule yapabilir
  • Daire kopyalayabilir
  • Çarpıyı taklit edebilir
  • Kili/toprağı şekillendirebilir (yuvarlayarak top, yılan, kurabiye yapar)

 

4-5 Yaş Aralığı

Kaba Motor:

  • Geri geri parmak uçlarında yürüyebilir
  • İleri doğru düşmeden 10 kez zıplayabilir
  • Farklı ayaklarla merdivenleri yardımsız çıkıp inebilir
  • Takla atabilir

İnce Motor:

  • Aralıksız düz bir çizgi şeklinde kesebilir
  • Çarpıyı kopyalayabilir
  • Kareyi kopyalayabilir
  • Bazı büyük harfleri yazabilir

 

5-6 Yaş Aralığı

Kaba Motor:

  • Parmak uçlarında hafifçe koşabilir
  • Denge aletinde yürüyebilir
  • 2 metreye kadar atlayabilir
  • Diğer ayağını kullanmaya geçebilir
  • İp atlayabilir
  • Kaykay yapabilir

İnce Motor:

  • Kolay şekilleri kesebilir
  • Üçgeni kopyalayabilir
  • Baklava biçimini izleyebilir
  • Adını kopyalayabilir
  • 1’den 5’e kadar yazabilir
  • Çizgilerin içini boyayabilir
  • Yetişkin gibi kalem tutabilir
  • Hangi elini kullandığı netleşmiştir
  • Doğru şekilde uhulayıp yapıştırabilir

 

Uyumsal  Beceriler (3)

1 Yaşına Kadar

  • Kendi kendine kraker yiyebilir
  • Bardağı iki eli ile tutabilir, destekle içebilir
  • Giyinirken kollarını bacaklarını uzatabilir

1-2 Yaş Aralığı

  • Biraz dökse de kaşık kullanabilir
  • Bardağı tek eli ile tutabilir,
  • Yemekleri çiğner
  • Büyük fermuarları açabilir
  • Tuvalet ihtiyaçlarını belli edebilir
  • Ayakkabı, çorap, pantolon, kazak çıkarabilir

2-3 Yaş Aralığı

  • Biraz dökse de kaşık kullanabilir
  • Musluktan kendi başına su içebilir
  • Kolu çevirerek kapıyı açabilir
  • Ceketini çıkarabilir
  • Yardımla ceketini giyebilir
  • Yardımla ellerini yıkayıp kurulayabilir

3-4 Yaş Aralığı

  • Sürahiden su koyabilir
  • Bıçakla ekmeğe tereyağı sürebilir
  • Büyük düğmeleri takıp çıkarabilir
  • Kendi başına ellerini yıkayabilir
  • Hatırlatıldığında burnunu temizleyebilir
  • Tuvaleti kendi başına kullanabilir

4-5 Yaş Aralığı

  • Kolay kesilebilen gıdaları bıçakla kesebilir
  • Ayakkabılarını bağlayabilir

5-6 Yaş Aralığı

  • Tamamen kendi giyinebilir
  • Papyon bağlayabilir
  • Dişlerini kendi başına fırçalayabilir
  • Caddede karşıdan karşıya güvenle geçebilir

 

Gelişim konusu gündeme geldiğinde sürekli duyduğumuz Freud’un psikoseksüel gelişim dönemleri (oral,anal,fallik,latent,genital) ile ilgili teorilerinden bahsetmek istemedim bu yazımda. Hepimiz zaten ezberlemişizdir sanırım bunları. Ben bugün insanların psikososyal gelişimlerini Freud’dan biraz daha farklı ele alan Erik Erikson’dan bahsetmek istiyorum. Erikson 1902-1994 yılları arasında yaşamış bir psikolog ve psikanalist. 8 Aşamalı Psikososyal Gelişim Kuramı’nı geliştirmiş, Pulitzer ödülü almış ve 20. Yüzyılın en seçkin 100 psikoloğu listesinde 12. Sırada gösterilmiştir.  (4)

 

Erikson’un 8 Aşamalı Psikososyal Gelişim Kuramı (5)

 

  1. Temel güvene karşı güvensizliği öğrenme (Umut): Bu dönem basitçe bebeklikten 1-2 yaş dönemine kadarki süreyi kapsar. Çocuk şefkatli ve istikrarlı bir şekilde sevildiği bir ortamda güveni, kötü bir bakım ortamında da güvensizliği öğrenir.
  2. Özerkliğe karşı utanmayı öğrenme (İstek): Çocuk 18-24 ay aralığında ve 3,5-4 yaş aralığında psikososyal krizler yaşar. “İyi ebeveynliğe” maruz kalmış bir çocuk bu süreçlerden kendinden emin, yeni elde ettiği kontrolün farkında ve utanarak değil kendisiyle gurur duyarak çıkar. Özerklik kendinden emin olmakla aynı şey değildir. Özellikle bu erken çocukluk döneminde sahiplenme, bağımsızlık ve girişkenliğin yanında fırtınalı bir benliği de barındırır – istek, öfke nöbetleri, inatlaşmalar ve negatiflik. Örneğin 2 yaşındaki bir çocuğun karşıdan karşıya geçerken annesinin elini tutmak istemeyişine çok sık şahit olabilirsiniz. Genellikle bu yaşlarda “Hayır” kelimesi sık sık evin veya marketin duvarlarında çınlayabilir.
  3. Girişkenliğe karşı suçluluğu öğrenme (Amaç): Erikson’a göre üçüncü psikososyal kriz dönemi 3,5 yaşından okul çağına kadar olan okul öncesi “oyun dönemi” olarak adlandırdığı dönemde gerçekleşir. Sağlıklı bir şekilde gelişim gösteren bir çocuk bu dönemde (1) hayal etmeyi, çeşitli aktif oyunlar ile yeteneklerini ve fantaziler geliştirmeyi, (2) başkalarıyla işbirliği yapmayı, (3) hem liderlik etmeyi hem de takip etmeyi öğrenir. Suçlulukla hareketleri kısıtlanan çocuk (1) korkusuzdur, (2) grubun sınırlarını sallar, (3) aşırı şekilde yetişkinlere bağımlıdır, (4) oyun oynama becerileri ve hayal gücü kısıtlanır.
  4. Başarıya karşı aşağılık duygusunu öğrenme (Yetkinlik): Erikson’a göre dördüncü psikososyal kriz dönemi “okul çağı” diye adlandırdığı lise çağına kadar devam eden süreçte gerçekleşir. Bu dönemde çocuk hayattaki daha resmi becerileri öğrenir: (1) kurallara uygun şekilde akranları ile ilişki kurar (2) serbest oyundan, daha çok kural içeren, yapılandırılmış ve resmi takım çalışması gerektiren oyunlara geçer (3) toplum bilimlerinde, okumada ve aritmetikte uzmanlaşır. Ödevler yıllar geçtikçe artan öz disiplin için gereklidir. Önceki psikososyal krizleri başarılı şekilde atlatmış olan çocuk, özerk, güvenli ve girişimci olacağı için başarıya ulaşmayı kolaylıkla öğrenecektir. Ancak güvensiz bir çocuk gelecekten şüphe duyar. Utanç ve suçluluk dolu olan çocuk başarısızlığı ve aşağılık duygusunu tecrübe edecektir.
  5. Kimlik kazanımına karşı kimlik karmaşası (Sadakat): Beşinci psikososyla krizde (13, 14 -20 aş aralığı) ergenlik çağındaki genç “Ben kimim?” sorusuna tatminkar ve mutlu bir şekilde yanıt bulmayı öğrenir. En uyumlu ergenler bile bu dönemde mutlaka kimlik karmaşası yaşarlar. Başarılı bir erken ergenlik döneminde olgun bir bakış açısı geliştirerek ergen genç kendinden şüphe etmek yerine kendinden emin olur. Olumsuz bir kimlik edinmektense sürekli farklı roller dener. İlerleyen ergenlik döneminde net bir cinsel kimlik oluşur. Ergen kendisine bir rol model arar (kendisine ilham verecek biri) ve yavaş yavaş belli amaçlar edinir (başarılı bir ergen için arzu edilen amaçlar). Erikson bizim kültürümüzde özellikle orta ve üst seviye Amerikalı çocuklar için, ergenliğin bir psikososyal ertelemeyi karşılayabileceğine inanır. Deneyerek bir gün kendilerine en uygun rolleri bulacaklarını umar.)
  6. Yakınlığa karşı yalıtılmışlığı öğrenme (Sevgi/Aşk): (21-39 yaş aralığı) Başarılı genç yetişkin ilk defa gerçek yakınlığı tecrübe eder – iyi bir evliliği veya içten ve kalıcı bir arkadaşlığı mümkün kılacak cinsten bir yakınlık.
  7. Üretkenliğe karşı durgunluğu öğrenme (Önemseme): (40-65 yaş aralığı) Yetişkinlikte psikososyal kriz evlilikte ve ebeveynlikte olduğu kadar çalışma hayatında da üretkenliği ve yaratıcılığı gerektirir.
  8. Bütünlüğe karşı umutsuzluğu öğrenme (Bilgelik): (65 ve üzeri yaşlar) Eğer diğer sekiz kriz başarılı bir şekilde çözümlendiyse, olgun yetişkin benlik bütünlüğü sağlar. Güvenir, bağımsızdır, yeni şeylere meydan okur. Çok çalışır ve hayatta iyi tanımlanmış bir role sahip olur, içinde mutlu olduğu bir öz anlayış geliştirir. Zorlama, suçluluk, pişmanlık ve gerçek dışılık olmadan yakınlık kurabilir. Yarattıkları ile (ailesi, çocukları, işi, hobileri…) gurur duyar. Eğer önceki krizlerden bir veya birkaçı doğru şekilde çözümlenmediyse kendini ve hayatını utanç ve nefret kaynağı olarak görebilir.

Birçoğumuzun aşina olduğu, yetişkinlikte de yaşanan kimlik krizleri veya orta yaş krizleri Erikson’un teorisini destekler niteliktedir. Benim en çok dikkatimi çeken şey şu oldu. Bebeklikten ergenliğe kadar uzanan dönemde yaşanan krizleri çocuk ebeveynin yardımı ve doğru desteği ile çözümlüyor. Her bir basamak diğer basamağın daha sağlıklı şekilde çözümlenmesi için önem arz ediyor. Bu durumda bizim ebeveynler olarak önce belki kendi geçmişimize dönüp bu aşamaların ne kadarını çözümleyebildik, bu süreçte ebeveynlerimizin yaklaşımları bizi nasıl yönlendirdi, çözümleyemediğimiz krizleri bugün dönüp başarıyla aşmak mümkün mü bunları düşünmemiz gerek. Sonra kendi çocuklarımıza bu krizlerde nasıl yaklaşırsak faydalı oluruz, nasıl yaklaşırsak onu bir üst basamağa geçişte olumlu şekilde destekleyebiliriz buna karar verebiliriz.

Baskıcı ve çocuğu bir birey olarak görmeyen, çocukları eğitmeye ve boyun eğmeye yönelten yaklaşımların onların gelişim basamaklarında olumsuz etkiler yapacağı aşikar. Olabildiğince çocuğumuzu anlamaya ve dinlemeye çalışmak, onun arayış ve keşiflerinin önünü kesmemek, tecrübe edinmesine ve deneyler yapmasına imkan sağlamak bu anlamda yolunu açacaktır. Özellikle ergenliğe kadarki süreçte inatlaşmak, yasak koymak, cezalandırmak veya ödül vermek uzun dönemde işe yaramaz. Dinlemek, rol model olmak, aynalama ve rehberlik yapmak ise uzun dönemde çocuğun doğru davranışlar geliştirmesine ve krizleri daha kolay atlatmasına olanak sağlar.

 

Kaynaklar:

4 Thoughts to “GELİŞİM EVRELERİ”

  1. Gelişim evrelerini aya değil de yaşa göre nitelendirmek daha doğru olmuş gerçekten.
    Oğlum 2.5 yaşında ve kendi yaşının gelişimlerinin bir ikisini yapmıyor. Ama tabloya bakınca 5 yaşında çocuğun yapabildiği gelişimi göstermiş. Demek ki kriterler her ne kadar belirlense de her çocuk kendine has özelliklerde gelişiyor. Ve tablolar her zamanki gibi tablo olarak kalıyor. Her ne kadar aileyi taklit etse bile; kendi içinde ayrı bir benliği/bilinci olduğunu kabul etmek beni rahatlatıyor.
    Güzel yazı için teşekkürler. Emeğinize sağlık.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.