2.BÖLÜM
NORMAL BEBEK UYKUSU:
DEĞİŞEN DÜZEN
Normal çocuk uykusu uyanıklık, baykuş gibi olma durumu ve değişken uzunluklar içerir.
“Çocuğum gece 2 de uyanıyor ve 1-2 saat uyanık kalıyor!”
Birimiz kızımızın bunu yaptığı ilk seferi çok net hatırlıyor. 14 ay civarıydı, gecenin bir yarısı uyanmıştı ve hangi stratejiyi uygularsak uygulayalım bir iki saat boyunca tekrar uykuya geçebilecek gibi görünmüyordu. Bu durum birkaç ay boyunca düzenli olarak devam etti. Sonra da başladığı gibi hızla bitti ve neredeyse bir yıl boyunca hiç tekrarlanmadı.
“Sebebi” nispeten bilinmiyor – her ne kadar araştırmacılar uykunun fizyolojik temellerini araştırmaya devam ediyor olsalar da – ama biz biliyoruz ki bu tip uzatmalı gece uyanışları 3 yaşına kadarki süreçte birçok çocukta yaşanıyor. (Weinraub, Bender, Friedman, Susman, Knoke, Bradley, et al., 2012). Çoğu kez uyanıklık sureleri kısadır ve çocuk çabucak sakinleşir. Diğer zamanlarda sakinleşmesi daha uzun sürebilir. Her iki durumda da bu durum hemen çocuğunuzun bir uyku “problemi” olduğunu göstermez. Artan gece uyanışları ve ağlamaları genellikle 6 ay civarında ve tekrar 2 yaş civarında görülür. Bu uyanışlar basitçe bebeğin ayrılık anksiyetesi yaşadığının göstergelerinden biri olabilir. Bu bebeğin bakım veren kişiden bağımsız olarak var olduğunu öğrendikçe gerçeklesen normal bir değişim sürecidir. (incelemek için, Middlemiss, 2004).
Bazıları yürümenin başladığı çocukluk dönemindeki gece uyanışlarının uyku problemlerinin yansımaları olduğunu ileri sürseler de bu fikirler bebek uykusunun gerçekliklerini yansıtmayan kriterlere dayalıdır. Birçok araştırma göstermiştir ki 12-24 ay aralığında gece uyanışları görece yaygındır. (Richman, 1981; Goodlin-Jones, Burnham, Gaylor, & Anders 2001; Scher, 2000; Weinraub et al., 2013). Nitekim bir ebeveynin bu durumu uyku sorunu olarak algılaması, deliksiz uyku beklentisi ile çocuğun (muhtemelen normal sayılabilecek aralığa denk gelen) uykuları arasındaki kopukluk veya gece uyanmalarının ebeveynin uykusuna ve dolayısıyla günlük aktivitelerine etkisi sebebiyle olabilir. (Loutzenhiser, Ahlquist, & Hoffman 2012). Bununla birlikte, her ne kadar uyku düzenindeki değişimler rahatsız ve sinir bozucu olsa da sağlıklı bir ebeveyn çocuk ilişkisi bağlamında normaldir. Kısa sürede gelen ve geçen uyku düzenleri normal değil de problem olarak algılandığında ebeveynler çok yüksek kaygı ve stres yaşayabilirler. (Middlemiss, 2004). Birçok ebeveynden öğrendiğimize göre bu gece kalkışlarının normal olduğunu anlamak bu durumu daha katlanılır kılmaktadır.
“Çocuğum saat 10’dan önce uyumuyor.”
Bazı batı toplumlarında bebekler çok erken saatlerde –mesela 7’de- yatakta olmazlarsa iyi bir uyku alışkanlığı edinemeyecekleri varsayılır. Maalesef, bu birçok aile için gerçekçi değildir ve sebebi ebeveynin bebeğini yatağına yatırma konusundaki ihmalkârlığı değil, bazı çocukların farklı sirkadiyen ritme sahip olması veya daha geç bir saatin o aile için daha uygun olmasıdır. Bazı bebekler bu düzeni yürümeye başladıkları çocukluk döneminde ve ötesinde de sürdürebilir.
Bebek ve yürümeye başlayan çocukların yatma zamanları ile ilgili kültürler arası veriler gösteriyor ki Asya ülkelerinde geç yatma saatleri daha sık görülüyor. (Mindell, Sadeh, Wiegand, How, & Goh, 2010). Kafkas ülkelerinde çocukların yatma saatleri ortalama 20.42 iken Asya ülkelerinde bundan tam bir saat sonra ortalama 21.44. En geç uyku saati ortalaması ise 22.17 ile Hong Kong’da. Bu ülkelerde ayrıca kalkış saatleri de önemli ölçüde geç. Son bulgular gösteriyor ki Asya ülkelerinde çocukların büyük çoğunluğu ailesiyle aynı odada veya yatakta yatıyor. Dolayısıyla ailesiyle beraber uyuyan çocukların uyku düzenleri de ebeveynlerinin uyku düzenlerine yakın oluyor.
Unutulmamalıdır ki geç yatış saati tek başına bir problem değildir. Eğer ailenin geneli için problem oluşturuyorsa ebeveynler uyku rutinlerinde değişiklik yapmak isteyebilirler (Mindell, Telofski, Weigand, & Kurtz, 2009) veya uyku saatini daha erkene almak için uyku rutinini yavaş yavaş geri çekebilirler. (Richman, 1981)
“Çocuğum ne yaparsam yapayım önerilenden daha az (ya da daha fazla) uyuyor.”
Birçok insan, çocukların hangi yaşta ne kadar uyuması gerektiğini gösteren “uyku çizelgesi”ni görmüştür. Ebeveynlere bebeğin yeni doğanken ortalama 16-18 saat, iki yaşındayken toplam 13 saat uyuması gerektiği gibi bilgiler verilir. Araştırmacılar bir bebeğin veya çocuğun ne kadar uyuması gerektiği, sağlıklı uyku sürelerinin ne olduğu gibi sorulara yeterince net cevaplar bulamamışlardır ve bunlar genellikle tarihin farklı dönemlerinde çocukların ne kadar uyuduklarına bakılarak araştırılır. (Matricciani, Olds, Blunden, Rigney, & Williams, 2012).
Ebeveynler olarak şunu hatırlamakta fayda var ki bunlar önerilerdir. Her çocuk farklıdır ve öneriler her çocuğa uymayabilir. Bazıları daha çok bazıları daha az uykuya ihtiyaç duyabilir. Eğer bir çocuk gerçekten uyku yoksunluğu çekiyorsa bunun gözle görülür işaretleri olur. Uyku yoksunluğunun işaretleri, gözleri ovalama, sersemlemiş bakışlar, insanlara veya oyuncaklara odaklanamama, gece geç vakitlerde aşırı aktif olma ve sabah kalkarken zorluk çekme şeklinde görülebilir. Çocuğunuza ve onun davranış ve işaretlerine dikkat ederseniz (çocuğunuzun uyuduğu süreden bağımsız olarak) yeterli uyuyup uyumadığını anlayabilirsiniz. Uyku önemlidir ancak uykunuzu almanın aynı yerde kesintisiz uyumaktan başka yolları da olabilir.
*İlginçtir ki araştırmacılar bize gecenin bir yarısı uyanışların yetişkinlikte de çok yaygın olduğunu ve geçmiş dönemlerde de normal kabul edildiğini söylemektedirler – “ilk uyku” 4 saat civarı sürüyor ve arada bir uyanıklık sürecinden sonra 4 saatlik “ikinci uyku” ile devam ediyor. (Daha detaylı bilgi için bakınız At Day’s Close: Night in Times Pastby Roger Ekirch (Norton 2005).
1. Bölüm:
3. bölüm: