Gerek sosyal medyada, gerek gerçek hayatta karşılaştığım annelerden en çok aldığım soru; “Bebeğimi nasıl memeden keseceğim?” Ben bu duruma memeden kesmek olarak değil memeden ayrılma olarak yaklaşıyorum. Çünkü bebekle ilgili her süreçte olduğu gibi bunda da önderlik bebekte olmalı. Bebeğin işaretleri izlenmeli, onun hazır bulunuşluğuna göre bu süreç yönetilmeli.

Peki memeden ayrılma veya daha çok kullanıldığı şekli ile memeden kesme size neyi çağrıştırıyor? Kurtuluş? Rahatlama? Hüzün? Başarı? Uyku? Travma? Zorluk? Kolaylık?

Sanırım bebeğinizin kaç aylık olduğuna göre vereceğiniz cevaplar değişecektir. Bana bebeğimin ilk zamanları sorulsa hüzün derdim sanırım. Memeden ayrılma fikri o zamanlar çok uzak ve korkutucuydu. Memeye aşırı düştüğü 18 ay sonrası sorulsa rahatlama ve uyku derdim. Şimdi bebeğim 28 aylıkken ise yine hüzün derim. Beni zorlamayacak şekilde emmeye devam ettiği, odasını ve yatağını kendi isteğiyle ayırdığı bu dönemde ayrılık sinyallerini çokça alırken içimi en çok hüzün kaplıyor.

Önce memeden kesme sebeplerinin üzerinden geçelim:

Benim en çok karşılaştıklarımdan biri uyku sorunları. Uyku ile ilgili sorunların sebebi aslında annelerin gece çocuklarının kendi kendine uykuya geçebilmesi ve deliksiz uyuması beklentileridir. Emsin ya da emmesin fark etmez, çocuklar güvendikleri birinin varlığını hissederek, çoğunlukla temas halinde uyumaya/uykuya geçmeye ihtiyaç duyarlar. Uykuya geçişte en az 2-3 yıl mutlaka ebeveyn desteği, gerek elini tutarak, gerek sarılarak, gerek emzirerek, gerek sırt kaşıyarak, gerek yanında uzanarak veya oturarak olacak şekilde gerekli olur. Bu süreç de aslında tıpkı memeden ayrılma gibi tek başına uyumayı öğrenme sürecidir. Çocuk önce anne karnında, sonra anne memesinde, sonra ebeveynlerin desteği ile ve en son da kendi kendine uyur. Memeyi kendi isteği ile bırakan bebekler genellikle bu geçişte zorlanmazlar, çünkü zaten memesiz uyumanın yolunu da kendi iç pusulaları ile keşfeder ve talep ederler. Ancak uykuya kendi kendilerine geçseler ve memeyi tamamen bıraksalar dahi gece uyanmaları bambaşka sebeplerle devam edebilir. Açlık, susuzluk, kabuslar, hastalıklar, diş dönemleri, büyüme atakları, tuvalet ihtiyacı gibi… Şuradan normal bebek uykusu yazı dizisini ve benim uyku düzeni ile ilgili önerilerimi okuyabilirsiniz. (http://www.bidunyacocuk.com/category/blog/uyku/)

Ancak burada 2 yaş üzerindeki bebekler için de bazı ipuçları vermek istiyorum. Bazı bebekler anneleri ile koyun koyuna yatmayı sevseler de bazı bebekler yanlarında biri hareket ettikçe rahatsız olabilirler. Ben özellikle iki yaş döneminde bebeğimde bu rahatsızlığı gördüğüm için yatağımızın yanına bir yatak alıp birleştirdim. Kızımla beraber aldık yatağı. Alırken bu senin yatağın diye söyledik. Eve gelip yatağı kurduğumuzda büyük bir hevesle yatağına kuruldu. O gece uzun zaman sonra ikimiz de huzurla uyuduk. Kızım benim kıpırdanmalarımdan etkilenmediği için çok az uyandı. Emmek istediğinde yanıma gelip emip yatağına geri döndü. Böylece ayrılmamızın ilk adımını yatak ayırarak yapmış olduk. Bundan birkaç ay sonra ev değiştirdik ve artık yatağını yatak odama koyacak yer olmadığı için kendi odasına koydum. Biz tekrar yatak odasında beraber yatmaya başladık. Sadece öğlen uykularında kendi yatağında yatıyordu. Bu sırada diş çıkarmaya başladı ve kabus gibi hiç uykusuz 4 ay geçirdik. Dişler bittikten bir süre sonra ise hiç beklemediğim bir şekilde bir gece gidip kendi yatağına oturdu ve “ben burada uyuyacağım” dedi. İlk birkaç gün dikkate almasam da artık benimle yatmak istemediği çok açıktı. Gece boyu her kıpırdadığımda ağlayarak uyanıyordu. Sonunda odasına ve yatağına geçirdim. İlk gün onunla yatağında yatmayı denedim ama bütün gece yine uyumadık. Sonra odasına yer yatağı yaptım. İlk ayrı gecemizde sabaha kadar gözüme uyku girmedi. Her kıpırdadığında kalkıp baktım. Ama kızım o gece sadece 1 kez sabaha karşı emmeye uyandı. Onun dışında sabaha kadar deliksiz bir uyku çekti. Şimdi bir haftanın ardından hala gecede 1-2 kere uyanıp emiyor, bense onsuz uyumaya hala alışamadım. İşte zamanı gelince kendi kendine böyle oluyormuş demek ki diyorum ama koynumda yattığı uykusuz günlerimi bile özlüyorum. Bir daha öyle yakın olamayacağımızı bilmek, kokusunu içime çekemeden uyumak burnumun direğini sızlatıyor yalan yok. Belki de ben hala bırakmaya hazır olmadığım için gece 1-2 kere uyanışları devam ediyor bilmiyorum. Yataklarımız ayrılmış olsa da ben odasından ayrılmaya henüz hazır değilim. (Öyle demeyin annenin de hazır olması önemli) Şimdi eğer o hazır olmadan onu böyle bir düzene zorlasaydım tam da benim hissettiğim gibi hissedeceğini düşünüyorum. Ben bu süreçten de empati yapmayı öğrenerek çıktım yani. Bana bir takipçimin yatak paylaşımının ne kadar süre devam etmesi gerektiği ve bunun bir alışkanlığa dönüşüp dönüşmeyeceği ile ilgili sorusuna verdiğim cevap ile bitireceğim bu kısmı. Çocuğun ihtiyacı kalmayıncaya kadar beraber uyumak, ihtiyacı kalmayıncaya kadar emzirmek, ihtiyacı kalmayıncaya kadar merdivenleri çıkarken elinden tutmaya benziyor. Emin olun ihtiyacı kalmadığında o merdivenleri tek başına çıkmak isteyecek ve asla yardımınızı kabul etmeyecek. O zaman siz de benim şimdi yaptığım gibi elini bırakıp arkasından gözleriniz dolu dolu bakacaksınız sadece…

En çok karşılaştığım ikinci memeden kesme sebebi ise yeme problemleri. Öncelikle şunu belirtmek gerekir ki, bebeğiniz yaklaşık 1,5 yaşından sonra artık karın doyurmak için emmiyor. Evet anne sütü vücudunun ihtiyaç duyduğu birçok vitamini, minerali, enerjiyi vs sağlayabilir ama bebeğinizin karnını doyuruyor olma ihtimali çok düşük. Hastalık ve diş gibi dönemleri bunun dışında tutuyorum çünkü o dönemlerde iştahsızlık her bebekte görülür ve bu dönemlerde sadece emmek isteyebilirler, normaldir. Bebeğiniz gerçekten hiç yemek yemiyor mu yoksa sizin beklediğiniz kadar mı yemiyor önce bunu düşünün. Sonra bebeğinizin beslenme şekline bakın; klasik veya blw ya da karışık bir usulde mi besleniyor? Önce buna bir düzenleme getirin. 1 yaşın üzerinde bir bebeğin artık klasik beslenmesine gerçekten gerek yok. Kendi kendine yemesi için şans verin. Daha sonra verdiğiniz yiyecekleri gözden geçirin. Sürekli sıvı ağırlıklı, karışım veya bulamaçlar veriyorsanız reddedecektir. Bebek de olsalar onların da damak tadı var. 1 yaşından sonra az tuzlu olarak evde pişen yemeklerin çoğunu yiyebilir bebekler. Damak tadına uygun farklı yiyecekleri dengeli bir şekilde sunmaya çalışın. Bu alışkanlıkların herhangi birinde değişiklik yapacaksanız bebeğinize alışması için en az 2 hafta süre verin. Şekerli yiyecekler ve paketli gıdalardan olabildiğince uzun süre uzak tutmaya çalışın. Meyve dahi olsa şekerin fazlası zararlıdır. Şeker tüketimi söz konusu olduğunda porsiyonlarını kısıtlayın. Yemek saatlerine ve sofra düzenine önem verin. Hep beraber sofraya oturun. Hep beraber kalkın. Herkes kendi yemeği ile ilgilensin ve bebeğe yemesi için baskı yapmayın. Bunların hepsini yaptığınız halde az yediğini düşünüyorsanız ve bebeğinizin kan değerleri normalse, beklentilerinizi düşürün ve yediği kadarının ona yettiğini kabullenin. Hiçbir şekilde yemiyorsa da muhakkak ilk iş kan değerlerine baktırın. Demir, dvit ve b12 başta olmak üzere birçok eksiklik iştahsızlığa yol açabilir.

Üçüncü memeden kesme sebebi ise, işe başlamadır. İşe başladığında ayrılığın meme olmadığında daha kolay olacağına inanır anneler. Oysa ki bunun bebeğin emmesi ile hiç ilgisi yok inanın. Çalışırken bebeğinizi emzirmeye devam etmeniz mümkün ve bu onun için ancak bu süreci kolaylaştırıcı etkiye sahip olacaktır. Çalışma dönemi ile ilgili bu sürecin nasıl yönetilebileceğini buradan okuyabilirsiniz: http://www.bidunyacocuk.com/calisirken-baglantiyi-korumak/

Son ve en önemli sebep ise çevre baskısı. Özellikle ülkemizde iki yaşından sonra emzirme ile ilgili birçok hurafe ve dini sebepler öne sürülerek annelere baskı uygulandığını görüyoruz. Böylesine mahrem, böylesine özel ve anne bebek arasındaki bir konuya bu kadar çok müdahale hakkını nereden buluyorlar bilmiyorum ama azımsanmayacak bir şekilde etkili olduklarına şahidim ne yazık ki. Buradan da bu konudaki yazıma ulaşabilirsiniz: http://www.bidunyacocuk.com/uzun-sureli-emzirme/ (Yazının en altında bir takipçinin sorusuna yanıt olarak İslamiyet’te emzirme ile ilgili de kaynak ekledim okumak isteyenler için).

Türkiye’nin doğusunda 2016 yılında memeden kesme uygulamaları ile ilgili yapılan bir araştırmaya rastladım. 232 tane 2-5 yaş arası çocuk üzerinde yapılan araştırmaya göre annelerin ortalama emzirme süresi 19 aydır. Ortalama emzirme süresinin beklenene yakın çıkmış olması sevindirici olsa da memeden kesme uygulamaları oldukça travmatiktir. Annelerin %56.5’i geleneksel yöntemler ile bebeklerini memeden kesmişlerdir. %58.1’i memelerine kötü tat verecek şeyler sürerken, %26.2’si memelerini ulaşılmaz kılacak şekilde kapatmıştır. %9.2’si ise emzik ve biberon vererek emme isteğini meme yerine bunlarla sağlaması için bebeklerini teşvik etmiştir. Bu yöntemleri kullanan anneler bebeklerinin bir gün boyunca ağladıktan sonra emmeyi bıraktığını belirtmiştir. Memeden ayrılma süreci çocuğun gelişiminde çok önemli bir dönemdir. Kullanılan bu metotlar anne bebek bağlanmasını olumsuz etkileyecek şekilde travmatik etkiler yaratır. Memeden bu şekilde ayrılan çocuklarda ilerleyen dönemlerde kadın memesine karşı karmaşık duygular veya yaklaşımlar görülebilir ya da tamamen memeye yabancılaşma yaşanabilir. Bu anlamda araştırmacılar, sağlıkçılar tarafından en az iki yıl emzirmenin desteklendiğini ama memeden ayrılma sürecinin göz ardı edildiğini görmüşlerdir. Sağlık profesyonellerinin “natural weaning”i yani doğal sürecinde memeden ayrılmayı destekleyici yaklaşımlarda bulunmaları gerektiğini ve bu konuda annelere daha fazla bilgi verilmesi gerektiğini belirtmişlerdir.

Memeden ayrılma süreci bebek önderliğinde olursa, yani vaktinden önce memeden kesilmezse bebekler:

  • Daha bağımsız ve kendine güvenen,
  • Eşyalardan ziyade insanlara yönelen,
  • Yetiştirilmesi daha kolay,
  • Daha az öfkelenen,
  • Güven veren çocuklar olurlar.

Eğer memeden ayrılma sürecini bebeğe bırakmaya karar verdiyseniz, dönemsel olarak memeye düşkünlüklere hazırlıklı olun. Çünkü bu kararı veren anneler büyüdükçe bebeklerinin daha az emeceklerini düşünerek bu yönde bir beklentiye girerler. Ancak her bebek farklıdır. Her bebeğin ihtiyaçlarına ve gelişimine göre emme düzeni değişiklik gösterir. Örneğin, eve yeni bir bebek geldiyse, büyük çocuğunuz 3 yaşında bile olsa emmeyi arttırabilir. Bunu anneler kardeşinden görüp o da emmek istiyor olarak yorumlasalar da işin gerçeği emmedeki bu artış, çocuğunuzun hissettiği duyguları dengelemek için bildiği en kolay yolun meme emmek olmasından kaynaklanır. Büyük bebeklerin memeyi en sık kullanma sebebi duygu regülasyonu sağlamaktır. Bu da şu anlama geliyor. Bebeğinizin dengelemeye çalıştığı duyguları anlayıp ona yansıtarak bunlarla baş etmesi için yardımcı olursanız bu kadar fazla emmeye ihtiyaç duymayabilir. 3 yaşında bir çocuk yeni bir bebeğin annesinin hayatındaki yerini anlamlandırmakta zorlanır ve hissettiği kıskançlığı bir şekilde göstermeye çalışır (Kıskançlık kötü bir duygu değildir. Beklenen bir duygudur. Önemli olan bunu doğru şekilde yansıtması ve yaşamasıdır). Bu yüzden bebek her memeye alındığında o da bu duygu ile başa çıkmak için emmek ister. Duygularını aynalamak, kendi bebekliğinden fotoğraflar gösterip bir zamanlar onun da böyle sürekli kucakta olduğunu anlatmak, kardeşinin dişleri çıkıp yemek yiyebilene kadar sadece meme ile beslenebileceğini anlatmak, kardeşini ondan gizli emzirmemek, onun yanında kardeşini bol bol sevmek (kıskanır diye sevmemek, sevmiyorum demek kesinlikle yanlıştır) çocuğun duygularını regüle etmesine yardımcı olur. Taşınma, ailede birinin ölümü, annenin işe başlaması, babanın veya annenin evden uzun süreli ayrılığı, evdeki gerginlikler, kreşe başlama gibi duygusal olarak zorlayıcı süreçler bebeğinizin emme sıklığını arttırmasına sebep olabilir. Aynı zamanda bebekler memeden ayrılmalarına yakın da emme sıklığını arttırabilirler. Tıpkı bir veda gibi arttırıp arkasından birden azaltabilir ve bırakabilirler.

Süreç bebeğe bırakıldığında genellikle kademeli bir şekilde azaltarak bırakır. Bu şekilde annenin memelerinde üretilen süt miktarı da yavaş yavaş azalır. Emme araları açıldıkça süt çekilmeye başlar. Birkaç gün emmedikten sonra emmeye çalışan bebek yeterli süt gelmediğini görerek de bırakabilir. Yani bu süreç kendi içinde bir döngü oluşturarak hem anneyi hem bebeği çok doğal ve rahat bir biçimde memeden ayrılmaya hazırlar.

Memeden ayrılma süreci annenin girişimleri ile de başlatılabilir. Ancak yine de bebeğin hazır olması ve işaretleri önemlidir. Azaltmaya öncelikle gün içinde en önemsiz olan öğünlerle başlanabilir. 1,5-2 yaşından sonra genellikle bebekler isteklerini daha kolay ertelerler. Özellikle sevdiği bir şeylerle meşgul edildiğinde genellikle memeyi hiç aramazlar. Bu yüzden anne tarafından desteklenen bir memeden ayrılma sürecinde bebeğin bol bol sokakta vakit geçirmesi ilk adımdır. Sokakta gelip emmek isterse eve gidince emebileceğini söyleyerek isteğini erteleyebilir, susamış olma ihtimaline karşı içecek teklif edebilirsiniz.

“Teklif etme-reddetme” metodu da dediğimiz yöntemi kullanmak, bebeğin daha rahat azaltmasını sağlar. Siz bebeğe meme emmesi için teklifte bulunmayın. Yani sokakta söz verdim bu yüzden eve gelince “Emecek misin?” diye sormalıyım diye düşünmeyin. Kendisi emmek istemezse siz hatırlatmayın ama emmek isterse de reddetmeyin. Özellikle bebeğin sıkıntı emmeleri ile ihtiyaç emmelerini ayırt etmek önemli. Sıkıntıdan emmek istiyorsa önereceğiniz farklı bir aktiviteye, yiyeceğe veya içeceğe genellikle hemen tamam der. Ama gerçekten ihtiyacı varsa emme konusunda ısrarcı olacaktır. O durumda sürekli reddetmek onun daha çok emmek istemesine, paçanıza yapışıp meme diye ağlamasına yol açar. Bu yüzden ihtiyaç emmelerini reddetmemek önemlidir. İlerleyen zamanda bu emmeleri de kesmeye çalışırken, ihtiyacı anlayıp duygularını regüle edebilmesi alternatif yollar sunmak ve aynalama yapmak emme isteğini bastırabilir.

Gün içinde evdeki emmelerin azaltılması için, hareket halinde olmanız, bebek için sevdiği atıştırmalıkları ve içecekleri hazırda bulundurmanız, canı sıkıldığında oyalanması için aktiviteler planlamanız iyi olacaktır. Serbest oyun bu yaşlar için çok çok önemli. Ancak memeden ayrılma sürecini desteklemek amacı ile bir süre planlı aktivite ve oyunlara yönelmeniz gerekebilir. Bebeğin başlatacağı ve onun yöneteceği oyunlara da katılabilirsiniz.

Bu süreci daha kolay atlatabilmesi için gereken bir diğer şey de artan ten temasıdır. Bebekler memede anne ile ten teması ihtiyaçlarını da giderirler ve memeden ayrılma sürecinde bu temasın korunacağını bilmek onlara güven verecektir. Bu yüzden belki normalden daha fazla temasta kalmaya çalışmak, mesela temas içeren oyunlar oynamak, öğlen ve akşam uykularında beraber sarılarak veya dokunarak uyumak, birebir göz göze daha çok zaman geçirmek bebeğin memede karşıladığı ihtiyaçları memesiz de doyurabileceğini ona göstererek emmeyi azaltmasına yardımcı olur. Bu yüzden bebeği bir süre başkasına bırakmak ve gece boyu ayrılıklar bu süreci olumsuz etkiler. Belki bebek memeyi bırakır ama memeyle beraber annesini de kaybedeceğini düşünür. Duygusal bağ kurduğu ve yıllardır gece gündüz beraber olduğu memelerden ve annesinden bu şekilde ayrılmak travmatik olacaktır (Zorunlu durumları ayrı tutuyorum. O durumda zaten çocukla öncesinde ve sonrasında konuşularak bu duruma hazırlanır ve ayrılık telafi edilir).

Babanın desteği özellikle uyku öncesi emzirmelerinin kesilmesi sürecinde faydalı olabilir. Baba ile bir uyku rutini oluşturularak, onun sarılması, okşaması, sırt kaşıması vs. ile uykuya geçiş süreci yönetilebilir. Böylece hem bebeğin babası ile olan bağı pekişmiş olur, hem de bebek ihtiyacı olan ebeveyn desteğini de koruyarak güvenle uykuya geçebilir. Bu süreç birkaç hafta da birkaç ay da sürebilir. İşte burada bireysel farklılıklar önem kazanır. Bebeğin bırakmak için hazır olması durumunda bu adımları zaten daha hızlı geçersiniz, hazır olmaması durumunda ise beklemeniz ve yavaşlamanız gerekecektir.

*Bir dip not. Eğer bebeğinizin tüm dişleri tamamlanmadıysa, emzirmeyi azaltmak için- en azından gece emzirmelerini- dişlerin tamamlanmasını beklemeniz iyi olur. Çünkü anne sütünün ağrı kesici özelliği bebeği rahatlatacak olan yegane şeydir.

Hastalık gibi memeden mecburi şekilde kesme süreçlerinde dahi hızlandırılmış da olsa kademeli bir geçiş bebeği daha az zorlar ve minimum hasar ile bu süreci tamamlamasına yardımcı olur. Konuşmak ve anlatmak da süreci kolaylaştırır. Bebeğinize gece uyandığında su içebileceğini, güneş çıktığında tekrar emebileceğini söyleyebilirsiniz ve sizi anlayarak iş birliği yapabilir. Hasta olduğunuzu ve memeleri artık ememeyeceğini anlatırsanız da anlayacaktır. Hemen kabullenmese dahi mantıklı bir sebep sunulması güvenini zedelemeden memeden ayrılmasını sağlar.

 

 

Kaynaklar:

https://www.laleche.org.uk/thinking-of-weaning/

https://www.askdrsears.com/topics/feeding-eating/breastfeeding/faqs/weaning

https://kellymom.com/ages/weaning/considering-weaning/how_weaning_happens/

https://www.sciencedirect.com/science/article/pii/S0021755717301870

3 Thoughts to “MEMEDEN AYRILMA”

  1. Merhaba, takipçinizin sorusuna istinaden yazıyorum. Birlikte uyumanın alışkanlığa dönüp uzun süre çocuğun anne yanından ayrılmak istememesi hakkında. Ben de kızımla uyuyorum ki henüz 1 yaşında. Oldukça küçük. Bu nedenle tecrübeli anne eş dostlar malum ileride yanımdan ayrılmayacağı, memeden kesemeyeceğim, 9 yaşında olup hala annesinden ayrı yatamayanlar olduğu, karı koca hayatının kötü etkileneceği vs. Gibi teoriler sunuyorlar. Ben yazdığınız gibi uygun zaman gelince bebeğin bu kararı kendisinin vereceğine inanıyorum. 9 yaşında ise halaböyle bir istek varsa geriye dönük bazı ihtiyaçların karşılanmadığı belki de bu nedenle çocuğun duygusal tatmin aradığını düşünüyorum. Karı koca özel hayatı ise aynı yatakta yatılmasa bile sürdürülebiliyor. Eşim akşamları çalıştığı için onu bu cosleeping e dahil etmedim yeterince yoruluyor. Buna rağmen bebek uyuduktan sonra film izleyip özel ilişkimizi de sürdürebiliyoruz. Bunları buraya neden yazıyorum bilmiyorum ama ben doğruluğuna uürekten inandığım şeyleri yapıyorum, kimseyi ikna etmek istemiyorum fakat hep suçlu gibi hesap verirken buluyorum kendimi. Anneleri açmaza sürükleyen de bu.

  2. Size bayıldım… Benim de çevremdeki herkese anlatmaya çalıştığım şeyler bunlar fakat oğlum 26 aylık olduğundan müthiş baskılara maruz kaldığım için memeden ayirdim. Fakat 1 ay sonra büyük bir özlemle oğlum bir gece vakti memeyi emmeye başladı. Önce uykulu farketmez dedim fakat gün geçtikçe biz eskisi kadar sık olmasa da emiyoruz hala iki gün önce tekrar kestim fakat bu gece o kadar büyük bir kriz yaşadı ki uykuya zor geçti. Içim parçalanıyor. Çok üzülüyorum. Ben onun bu isteğine hayır demek istemiyorum ama annem maalesef bana çok tepki veriyor. Bu arada yaşım 37 ve kendi çapında iş kariyeri olan bir anneyim. Bazen çevremdeki internet annelerinden oluşan arkadaşlarım ve herşeyi çok bilen annem ve eşimden dolayı çocuğu alıp kaçmayı hayal ediyorum. Bir annenin ne yapması gerektiğini evladı ve kendi kalbi söylemeli bence. Çünkü onun ruhunu benden başka kimse anlayamaz.

    1. Çok teşekkürler. O baskılar ömür boyu bitmiyor Filiz hanım. Bir yerde dur demek gerekiyor. Özelimize annemiz bile olsa kimsenin müdehale etmesine izin vermememiz gerekiyor. Tam da dediğiniz gibi onun ruhunu en iyi siz anlarsınız. Sevgiler..

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.